Uyurgezerlik; kısaca, ‘uykuda dolaşma’ olarak biliniyor. Somnambulizm diye de adlandırılan bu rahatsızlık, çocukluk döneminde daha fazla görülüyor.
Genellikle ergenlik çağının sonunda kendi kendine yok oluyor fakat bazen devam ettiği de gözlemlenebiliyor.
Uykunun ilk fazlarında, özellikle de ilk birkaç saatte ortaya çıkan bu rahatsızlık, kişinin kendisine ve etrafına zarar vermesiyle sonuçlanabiliyor.
Uyurgezerlik, beyin NREM evresine geçmeden önce meydana geliyor. Beyin aktif olduğu halde kişi uyumaya devam ettiği için, bu durum uyurgezerlik adını alıyor.
Uyurgezerlik hastalığına yakalanan bazı insanlarda halüsinasyon görme ve buna benzer algı problemleri baş gösterebiliyor. Bunun sonucunda tehlikeli olaylar yaşanabiliyor ve hatta bu, kimi zaman cinayet boyutuna bile varabiliyor.
Uyurgezerlik Belirtileri
Uyurgezerler uykuda yaptıklarının bir bölümünü hatırlayabiliyor veya hiç hatırlamıyor. Gözleri açık olsa da gözbebekleri sönük bir görünümde oluyor.
Uyurgezerliğin süresi kişiden kişiye değişiyor. Bu hâl birkaç saniye sürebildiği gibi, hastaların bazılarında yarım saat boyunca devam edebiliyor.
Acıbadem Fulya Hastanesi nöroloji doktorlarından Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya, uyurgezer hastalarda görülen bazı davranışları şöyle ifade ediyor:
- Yataktan kalkmak
- Yatağını düzeltmek
- Yürümek
- Birisi tarafından uyandırıldığında tepkisiz kalmak
- Yüz ifadesinin anlamsız olması
- Telefonla konuşmak, bir şeyler içmek veya yemek yemek, pencereyi açmak
- Mânâsız cevaplar vermek
- Evden dışarıya çıkmak
- Birine zarar vermek
- Araba kullanmak
- Bazı hastalarda camları kırmak, ocağı yakmak, balkondan atlamak gibi faaliyetler dahi görülebiliyor.
Uyurgezerlik Sebepleri
Uyurgezerliğe yol açabilecek bazı faktörler şu şekilde sıralanıyor:
- Psikiyatrik ve psikolojik bozukluklar (Endişe bozuklukları, depresyon vb.)
- Migren
- Kişinin bulunduğu yerde kendini güvende hissetmemesi
- Travmatik olaylar (Aile bireylerden birinin ölümü, büyük başarısızlıklar, terk edilme korkusu vs.)
- Sinir hücrelerinin deformasyonu
- Melatonin hormonuyla ilgili sorunlar
- Vardiyalı çalışma saatleri
- Uzun süreli uykusuzluk
- Gece sık sık uyandırılma
- Yaşlılıkta meydana gelen nörolojik rahatsızlıklar
- Psikiyatrik ilaçlar
- Kişilik sorunları
Uyurgezerlik Tedavisi
Çoğunlukla küçük yaşlardaki uyurgezerlik tedavi gerektirmiyor. Fakat, uyku sırasında kişinin kendine ve çevresine zarar vermemesi için birtakım güvenlik önlemlerine ihtiyaç duyulabiliyor. (Pencereleri ve kapıları kilitli tutmak, düşme riskine karşı zemini yumuşak bir madde ile kaplamak, hastanın uyuduğu ortamda kesici-delici âlet bulundurmamak gibi.)
Ayrıca davranış tedavileri ve diğer psikolojik destekler de uyurgezerlik ile mücadelede önemli bir yer tutuyor.
Bazen hafif sakinleştiriciler uyurgezerlik insidansının azalmasına yardımcı edebiliyor. Uyurgezerlik ekseriyetle farklı bir hastalığın semptomu olarak ortaya çıkıyor. Bu nedenle altta yatan problemin tespit edilmesi ve buna göre bir tedavi düzenlenmesi önem taşıyor.
Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya, uyurgezerlik tedavisi ile ilgili şu tespitlerde bulunuyor:
‘Çocuklukta görülen uyurgezerlik, çoğu zaman ergenlik döneminin bitmesiyle birlikte sona eriyor. Fakat 20’li yaşlardan sonra başlayan uyurgezerliğin altında farklı bir rahatsızlık mevcut oluyor.
Uyurgezerliğin tedavisi hem fizyolojik, hem psikolojik bir süreç. Hastalara bu dönemde melatonin içerikli besinlere ağırlık vermelerini, öğle uykusu uyumalarını, derin uyumayı zorlaştırabilecek şeylerden kaçınmalarını tavsiye ediyoruz. Kafeinli içecekler, aşırı ışık, gürültü ve benzeri faktörler bunlara örnek.’